Rabıta ve Rabıta Makamları Nedir ?
RABITA NEDİR?
Râbıta irtibat kurmak , muhabbeti dâimâ canlı tutmaktan ibarettir. Esâsen kâinatta râbıtasız hiçbir insan yoktur. Herkes birileriyle kalben irtibat hâlindedir. Bir anne-babanın evlâdına, evlâdın anne-babasına, bir delikanlının nişanlısına, bir gencin sevip kendisine örnek aldığı bir şahsa da, böyle bir kalbî bağı vardır. Yani dünyevî ve fânî şeylerde bile, böylesine tabiî bir muhabbet bağı varken, mâneviyatta bu bağın olmaması düşünülemez.
Tasavvufî mânâdaki râbıtanın en güzel misâli, ashâb-ı kirâm ile Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- arasındaki muhabbet bağıdır.
Ashâb-ı kirâmın Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizʼle olan kalbî irtibatları sayesinde ruhlarında meydana gelen in‘ikâs ve insibağ, Efendimizʼin hâllerinin kendilerine transfer olmasıyla neticelendi. Bundan dolayıdır ki sahâbe-i kirâm, Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e samimiyetle;
“Canım, malım, her şeyim Sana fedâ olsun yâ Rasûlâllah!” diyebilmekten, büyük bir haz ve lezzet aldılar. Allah ve Rasûlü’nün yolunda her şeylerini fedâ etmeyi, canlarına minnet bildiler.
RABITAYA ŞİRK DİYENLER AKLINI PEYNİR EKMEKLE YİYENLERİN KENDİLERİDİR.
RABITAYA ŞİRK DİYENLER AKLINI PEYNİR EKMEKLE YİYENLERİN KENDİLERİDİR.
PEKİ RABITA KAÇ ÇEŞİTTİR ?
1- Tabiî Rabıta: Kişinin eşine, evladına, ahbap ve yakınlarına duyduğu sevgi bağıdır.
" Örnegin Çok Yakınınızdan Birisi Hastalandı diyelim Sürekli Onu Düşünmek Ne Yaptı Acaba Nasıl Oldu Diye Onu Düşünme Hissetmesidir. veya Çocugunuz eve geç kaldı sürekli onu düşünmek nerde bu çocuk nereye gider irtibat kurma ve duyulan sevgi bagıdır"
2- Bayağı Rabıta: Dünyevi şeylere duyulan ilgidir.
" Örnegin Arabanız Bozuldu Sabah Aksam Arabayı Düşünmek Acaba Nasıl Yaptırırım ? Ne Zaman Yaptırırım ? Arabam Yapılacakmı ? Hasar Çok Olurmu ? Gibi Dünyevi Maddelere Duyulan İlgi Alaka ve bagdır , "
3- Mukaddes Ve Ulvi Rabıta: Buna rabıta-i huzur da denir. Müridin, kalbini temiz bir muhabbet duygusu ile Cenâb-ı Hakk’a bağlamasıdır. “Her ne kadar sen O’nu görmesen de O seni görmektedir. Nerede olursanız olun, O sizinle beraberdir.” düsturunu akıldan ve gönülden çıkarmadan tefekkür haliyle sürekli ihsan üzere olmaktır. Allah’a, Peygamber (s.a.v)’e ve salih kullara duyulan sevgi olan rabıtanın bu çeşidi, tarikatta yaşanan ve makbul olan rabıtadır. Bu rabıtanın da üç derecesi vardır:
Seyyid Abdülbaki Hz. Rabıtanın aşagıdaki gibi yapılmasını buyuruyor:
- Rabıta akşam namazından sonra yapılır.
-15 dakikadan az olmaz, bir buçuk saate kadar uzayabilir.
-Rabıta yapacak olan yüzünü kıbleye döner ,
-Otururken sağ ayağını sol ayağının altından çıkarır,
-Gözlerini yumar, 25 Estağfirullah çeker.
Estağfirullahlar ile günün ağırlıkları ve dünya didişmelerinden kirlenen kalbi temizlemeye başlar.
-Daha sonra Sultanımızı azim, nurani ve latif makamda düşünür.
Mesela bir kürsüde durduğu yerin başından arş-ı ala’ya uzanan nurani bir sütun tasavvur eder.
Allah’ın rahmeti Sultanımızın başına nurani bir sütunla iner ve birleşir.
Mürid o nurani sütundan nurani bir ziyanın kılıç gibi kendi kalbine aktığını düşünür.
Kalpteki günahların mermere damlayan asit gibi kalpte yara açtığını düşünerek bu nurun o yaralara merhem olup kalbi cilaladığına inanır.
Cilalaya cilalaya bir hafta rabıtanın içinde kaybolursa, rabıtası yoğunluk kazanır ve o insan istikamet sahibi olur.
Tarikattan çıkmak istese de artık çıkamaz.
Bizi Rabıtada İken Ailemizden Fln birisi çağırırsa 25 Estağfirullah çekip gözümüzü açarız.
Giderken gözler açık olduğu halde rabıta devam eder.
Mecbur olmadıkça konuşmayız.
Elimiz işte olsa bile, gönlümüz rabıtada olur.
0 yorum:
Yorum Gönder